Frequently Asked Questions

Frequently Asked Questions

My Produksiyon Voice Over Agency responds to frequently asked questions on this page and shares information. You can find the list of those who are interested about the Voiceover, Dubbing, Production, Announcement and Voice Over Agency Solutions.


Reklam filmlerinin çekimi, belirli süreçlerden geçmektedir. Bu sürecin başlaması, genellikle reklam veren firmanın, reklam yapmaya karar vermesi ile ilgilidir. Reklam veren firma, yeni bir ürünü tanıtmak veya bir ürünün Pazar payını büyütmek istediğinde, reklam filmine karar vermektedir. Reklam amaçlı yapılan piyasa analizlerinin göstergelerine göre de, reklam filmi yapmaya karar verebilmektedir. Firma reklama karar verdiğinde iki önemli nokta hesaplanmaktadır. İlki, reklam veren firmanın, daha önce reklam filmi yapıp yapmadığıdır. İkincisi ise ilk kez reklam filmine ihtiyaç duymasıdır. Reklam filmleri, yüksek maliyet gerektiren ve saniyelerle gösterilen bir tanıtım biçimidir. Reklam veren firma ilk kez reklam filmine karar veriyorsa, bunu yapabilecek reklam ajansı arayışına girer. Eğer daha önce, böyle bir çalışma yapmışsa, zaten daha önce çalıştığı reklam ajansına başvurmaktadır. Reklam veren firma, reklam ajansına sunum yaparak, hedeflerini, kullanılmasını istediği özellikleri belirginleştirir. Reklam ajansı, bu noktadan sonra ya kendi ekibiyle ya da yapım firmalarından birini seçerek, onunla beraber reklam filminin senaryosunu hazırlamaya başlar. Yani reklam metnini hazırlar. Reklam filmi senaryosunun kısa bir sürede, net mesaj ileten, karmaşık tasarım üzerine çalışılır. Verilen mesajların akılda kalması, dikkat çekmesi gerekmektedir. Ayrıca yapılan reklam filminin, reklam veren firmanın, kurumsal kimliğini ifade eder nitelikleri taşıması gerekmektedir. Reklam ajansı filmin, cıngıl, sadece müzik – görüntü veya sadece metin – görüntü ya da hikâyesi olan, karşılıklı diyalogların geçtiği film türüne karar verir. Ana temayı oluşturur. Ana temayla kullanılacak sloganlar, spotlar, reklam metnine konur. Yapım ajansı bu sırada, reklam ajansına cast hizmeti verir. Müzik seçimi için araştırmalar ve denemeler yapılır. Kullanılması uygun ve yerinde görülen oyuncular temin edilir. Reklam filminin tasarımına göre, kullanılacak araç-gereçler temin edilir. Yapım firması, filmin çekimini yapar. Reklamın hangi kanalda yayınlanacağının kararı, reklam ajansı ve reklam veren firmanın ortak kararıyla seçilir. Genellikle bu durum reklam filmine ayrılan bütçe ile ilgilidir. Çünkü yüksek reyting yapan kanallara verilen reklamların maliyeti öbür kanallara göre yüksek olabilmektedir. Reklam filmi için, ilgili kanallarla anlaşma yapıldıktan sonra, reklam yayınlarda dönmeye başlar. Reklam ajansı, bu esnada reklama yönelik, hedef kitlenin tepkilerini ölçmek için piyasa araştırmasına başvurabilir. Ayrıca reklam yayınlardan kaldırıldıktan sonra da piyasa araştırması yapılmaktadır. Reklamın hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı ölçülür. Reklamın hedeflerine ulaşması; tanıtılan ürün ve hizmetlerin satış miktarlarının artması, ilgi görmesi, halkın tepkilerinin olumlu olmasıyla anlaşılmaktadır.
Satışları arttırmak amacını güden pazarlama araçlarının en önemlilerinden biri olan reklamı şöyle tanımlayabiliriz; Reklam, tüketicilere bir mal yada markanın varlığını duyurmak ve mala, markaya, hizmete ve kuruma olumlu bir tutum oluşturmak amacıyla göze ve kulağa hitap eden mesajların hazırlanması ve bu mesajların ücretli araçlarla tüketiciye iletilmesidir. Yani her firmanın reklama ihtiyacı vardır.
Eger genel bir tanım yaparsak: Reklam, gazete, dergi, radyo, televizyon, afiş, tabela gibi medialar aracılıgıyla çeşitli mal ve hizmetlerin geniş halk kitlelerine tanıtımıdır. Bu mal ve hizmetlerin nereden, nasıl, ne fiyata alınacagı ve nasıl kullanılacagı hakkında tüketiciye bilgi veren, ona parasını en iyi şekilde degerlendirme yolunu gösteren bir araçtır. Aynı zamanda üreticinin, iş adamının iyi bir pazar bulmasına, sermaye ve çabasını degerlendirmesine, yeni üretim ve yatırımlara yönelmesine büyük bir destek unsurudur. Reklama media aracılıgıyla satıştır da diyebiliriz. Bütün Reklamlarda amaç satışı artırmaktır. Fakat tek başına hiç bir reklam satışı artırmaya yeterli degildir. Eger diger bütün pazarlama faaliyetleri; mamülün planlanması, üretimi, dagıtımı ambalajlanması, fiyatının belirlenmesi ve satıtışı bu amaca uygun olarak yürütülürse başarıya ulaşır. Tanıtım, tüketiciye inandırıcı ve güven verici bir sesleniş olayıdır. Tanıtımı yapan kişinin, grafik sanatçısının görevi; pazara çıkarılan en yeni ürünün ya da hizmetin benzerleri arasında ilgi çekmesini, satın alma hevesi yaratmasını saglamaktır. Reklam, sürekli yeniligi, sürekli arayışı gerektiren bir bilimdir, bir sanattır. Reklamcı alışılmışın dışında düşünen, yaratan, gelişmelere öncülük eden kişidir. Sürekli izlemek, okumak ve ögrenmek zorundadır. Advertising Voiceover sanatçısı, bilmenin bir duraklama, ögrenmenin ise bir ilerleme oldugunu unutmamalıdır. Reklamcılıgın tarihine baktıgımızda; ilk ve orta çaglarda çok ilkel şekilde, genellikle çıgırtkanlar, tellallar aracılıgıyla yapıldıgını görürüz. Espri ve hitap gücü iyi olan sanatcı, digerlerinden daha fazla başarı elde ederdi. Sonraları Avrupa’da; esnaflar mallarının kalite kontrolünü yaptırmak zorunda kalınca markalamaya yöneldiler. Örnegin Romalı bir sütçünün işareti keçi, fırırcının ki ise degirmendi. 1450 yıllarında Gütenberg’in Matbaa makinesini buluşu ile Reklamcılıkta çıgır açıldı. Bu sayede el ilanları ile daha geniş halk kitlesine ulaşabilme olanagı dogdu. Türkiyede Reklam, basın Reklamı olarak 19. yüzyıl ortalarında görülüyor. 1840–1864 yılları arasında yılda ortalama 50 sayı çıkarabilen Ceri–i Havadis satırı 10 kuruştan Reklam almaktaydı. 3,5 kuruşa satılan ve günlük 150 trajı olan bu gazetenin Reklam tarifesini bugünkü fiyatla kıyaslarsak bir santim ilandan 90.000 lira aldıgı ortaya çıkıyor. İlk ciddi Reklam 1944’lerde Eli Acıman tarafından kurulan Faal Reklam Acentasının ve Koç Şirketinin Reklam işleriyle geniş iş olanagı bulmasıyla oluşmuştur. Daha sonra Manajas’a dönüşen bu reklam acentası Yeni Ajans, İstanbul Reklam Acentası, Poyraz, Anten, Melodi gibi reklam ve Voice Over Agency kurulmuştur. Reklam filmleri olarak ilk defa Güzel Sanatlar Akademisi Profesörlerinden Vedat Ar’ın Filmar adındaki firmasında hazırladıgı esprili çalışmalarını görmekteyiz. 1949’da And Film, canlandırma resim çalışmalarıyla Reklam filmi hazırlanmış, 1961’de renkli filmler imal edilmiş fakat banyosu yurt dışında yapıldıgından çok güçlük çekilmiştir. 1964–65 yıllarında Ali Ulvi, Bedri Koraman, Ferruh Dogan, Yalçın Çetin gibi karikatür sanatçılarımızın da film Reklamcılıgına emek verdikleri görülmektedir. 1950 yılarında Radyonun, 1972’de Televizyonun Reklam almaya başlamasıyla birlikte Türkiye’de Reklamcılık hızla gelişmiştir. Önceleri tam anlamıyla bilimsel bir meslek halinde görülmeyen Reklamcılık alanında bugün Avrupa ülkelerinde dahi iş yapabilir düzeye gelinmiştir. Çogu Üniversitelerimizde ders olarak okutulur olmuştur. Gittikçe önemi artan Reklam, ekonomisinin itici gücü, motoru olmuştur. Geçmiş yıllara baktıgımızda Reklamcılık alanında büyük miktarlarda yatırımlar yapıldıgını görürüz. 1968 Amerika’da Reklama harcanan para 3,5 milyar dolardır. Aynı yıl ülkemizdeki Reklam giderleri 245 milyon TL’dir. Bu harcamalar 1985’te 76.5 milyar TL. olmuştur. Manajans/Thompson’un yaptıgı araştırmaya göre 1984’te yüzde 90, 1985’de yüzde 125 oranında artış gösteren Reklam giderleri en fazla 40 milyarlık harcamayla Televizyon Reklamlarında görülmektedir. Reklam şirketi yöneticileri bu durumu; “İthal mallarının serbest bırakılması, yabancı teknigin girişi ve tüketici toplumu olmaya hızla gidiş” diye degerlendirmektedirler. Cenajans genel müdürü Cem Şaşmaz; “Geçmişde şan olsun diye Reklam yapılırdı. Şimdi müşterinin ayagına gitmek zorundasınız. Ürünün tanıtımının en iyi yoludu Reklam, bu nedenle Reklam sektörü hızla gelişmekte” demektedir. Reklam adına yapılanlara bakılınca Reklamcılıgın bu kadar gelişmesine şaşırmamak gerekir. Bir hikaye vardır, Reklamcılar iyi bilirler. Dünyaca ünlü petrol şirketi Shell’in Amerikalı yöneticileri Vatikan’da Papa ile yalnız görüşmek istemişler. Dışardakiler merakla odadan gelen sesleri dinliyorlarmış. “Kabul ederseniz bir milyar dolar veririz”. Papa, “Hayır kabul edemem” diyormuş. Yöneticiler ısrarla teklif bedelini arttırıyorlarmış. 2 milyar dolar...5 milyar dolar.....10 milyar dolar.....Papa yine de, “İmkansız, olamaz” diye diretiyormuş. Kapıda tartışmayı dinleyen kardinaller dayanamayarak odaya girip Papa’ya “Bu paraya ihtiyacımız var, niçin kabul etmiyorsunuz?” dediklerinde Papa’nın cevabı; “Amerikalı dostlarımız, bütün kiliselerde okunan dualardan sonra papazlarımızın (Amin) yerine (Shell) demelerini öneriyorlar. Nasıl kabul ederim” olmuş. Reklam için ne çılgınlıklar yapılmaktadır. Ünlü Fransız pop şarkıcısı Michel Polmareff, Olympia’da verecegi bir konser için kıçının fotografını çektirmiş; Paris’in bütün caddelerinin duvarlarına astırdıgı afişlerinde; “Kıçımı burada seyrediniz. Sesimi Olympia’da dinleyiniz.” yazdırmıştır. Tek amaç Reklamdır. Amerika eski başkanlarından Franklin Roosevelt; “Eger hayata yeniden başlamaya imkan olsaydı, Reklamcılıgı bütün diger işlere tereddütsüz tercih ederdim.” diyerek, Sir Winston Churchil; “İnsanların tüketim gücü Reklamcılıgın gıdasıdır. En iyi yaşama standartları için destek yaratır. İnsanlara kendileri ve aileleri için en iyi beslenme, en iyi giyinme, en iyi evlerde oturma amaçlarını aşılar.”diyerek Reklamın önemini vurgulamışlardır. Ekonomik hızı düşen, hatta sıfıra inen bir toplumda dahi Reklam, işlevini degiştirip yararlı hizmetlerde bulunabilmektedir. Birçok tüketim ürünleri piyasadan kalksa ya da tüketicinin satın alma gücü azalsa bile Reklamla daha degişik, örnegin; otomobil kullanılmasını özendirmek yerine, kitle araçlarını tercih ettirmeye yönelik, toplum açısından o an için daha geçerli, yararlı önlemler alınabilir. Trafik kurallarına ne şekilde uyulacagı, enerji tasarrufu için neler yapılabilecegi, yabancı turistlere nasıl yardımcı olunacagı, bir yabancı dil ögrenmenin, bir sporla ugraşmanın yararları Reklam hizmetleriyle duyurulabilir. Onlar hitap edecekleri kitlenin özelliklerini, neyi, nasıl, ne kadar sürede ileteceklerini bilirler. İsveç’te, hükümet, trafigi soldan saga çevirdigi yıllarda, bu degişikligin tanıtımını, -bir yarışma sonucu- büyük bir Reklam ajansına vermiştir.. Ve belli bir gün, belli bir saatten sonra bu yeni düzene geçişte, başarılı Reklamlar sayesinde, bir tek trafik kazası olmamış, bir tek trafik suçu işlenmemiştir. Meksika’da, vergi kaçakçılıgının önlenmesi amacıyla, vatandaşın hükümete nasıl yardımcı olacakları, televizyonda, basında yogun Reklam harcamalarıyla önerilmiştir.. Televizyonda izledigimiz, temizlik, sigara alışkanlıgı, trafik, perakende satış fişlerinin alınması gektigi gibi uyarıları, iyi bir Reklam ajansı üstlense sanırım çok daha etkili olur. İyi bir Reklam ajansı çok sayıda birimleriyle sistemli bir planlama, araştırma ve çok yogun bir çabayla iş yaparlar. Belili bölümlerden oluşan bir Reklam ajansında yaratıcı grup müşterilerinin istegini irdeler, bir metin hazırlar, seçilen mediaya uygun bir taslak çizilir, film Reklamlarını yaparken, rejisörde film için gerekli prodüksiyonu hazırlar. Bunları yaparken tüm ajans üyelerinin amacı Reklamı yapılan ürün yada hizmeti ilgi çeker, satın alma hevesi yaratır hale getirmektir. Bu nedenle bir Reklam metninde, her kelimeyi, resimde her çizgiyi, fotografta her gölgeyi Reklamın mesajını taşıması için kullanmaya çalışırlar. Reklamda media ile haberleşmede hangi mediaların kullanılacagına karar vermek çok önemlidir. Gazete, dergi gibi alan mediaları anlatılacak konular çoksa, Radyo, Televizyon gibi zaman mediaları bir şeyin sık sık tekrarı ve ezberletilmesi gerekiyorsa kullanılmalıdır. Hitap edilecek kitle genişse mutlaka büyük mediaların kullanılması gerekir. Bir Reklamda radyo ve televizyon süreklilik açısından en kısa ömürlü olmasına karşın, sürat yönünden en önemli mediadır. Gazete ve dergilerle yapılan Reklamlar etkisini uzun süre sonra gösterir fakat kalıcılıgı fazladır. Bu tür kitlesel haberleşme tek yönlüdür. Bir terzide istediginiz kumaşın özelliklerini dokunarak veya sorarak ögrenebilirsiniz ve aldıgınız yanıta göre karar verebilirsiniz. Fakat aynı konuda bir gazete ilanına baktıgımızda kalitesini yoklayamadıgımız gibi soru da soramayız. Media Reklamda mümkün olan herşey muhattabının önüne serilmelidir. Halk kendi mizaç ve kabiliyetine, anlayışına uygun haberlerden hoşlanır. Mesajın etkinligini artırmak için muhattabının seviyesine uygun yapılmalıdır. Reklamda karşılıklı etkileşimin, haberleşmenin basitleştirilmiş analizi beş soruyla yapılabilir. Kim, Ne, Kime, Ne yolla söylüyor ve etkisi nedir. Bir mesajın halka ulştırılmasında bu sorular, sorularak yola çıkılmalıdır. Bu nedenle bir Reklam planı hazırlanırken; onun fikir verir, çarpıcı, dikkat çekici, enteresan, haber verir, alma arzusu uyandırır olmasına dikkat etmek gerekir. Çarpıcı bir başlık, etkili bir resim, çok yönlü bilgi veren bir metin Reklamın gücüne güç katar. Halk iyi düzenlenmiş bir mesejı seçer, digerlerine pek aldırmaz. Reklamda gerçekçi olmak gerekir. İnandırıcılıktan uzak bir Reklam hiç bir zaman tutmaz. Yine meşhur bir fıkradır. “Bir sokakta üç dişçi varmış, birincisi “Türkiye’nin en iyi dişçisi” diye bir levha asmış, bunu gören ikinci dişçi dururmu,”Dünyanın en iyi dişçisi” yazan bir tabela hazırlatıp kapısına asmış. Üçüncü dişçi bunlara karşı ne yapsa iyi dersiniz? Gayet mütevazi bir ifadeyle “Bu sokagın en iyi dişçisi” yazılı levhayla işi halletmiş”. Tabii en çok müşteriyi üçüncü dişçi toplamış, inandırıcılıgı sayesinde. Basılı Reklamlarda resim ve kelimeler, bunların rengi, mediadaki yeri, çevresiyle ilişkisi önemlidir. Radyo ve televizyonda ise söz ve sesler, hareket süresi, seslerin tonu, metin önemlidir. Eger bir malın satın alınmasında görünüşü önemliyse, moda ve otomobil Reklamlarında oldugu gibi göze etki eden Reklam türü tercih edilmeli. Özellikler, yer, durum, sonuç gibi insanların mantıklarına hitap etmek gerektiginde sözlü elemanlara başvurulmalıdır. Heyecan verici bir etki yaratılmak istendiginde görüntü Reklamı tercih edilmelidir. Bu konuda resmin önemini savunan Pierre Martineau; “Resimler mükemmellik ve açıklıklarıyla hiçbir kelimenin ifade edemeyecegi anlatım gücüne sahiptir. Çok güzel bir kızı tarif etmeyi deneyin; kelimelerin resmin yanında ne kadar aciz kaldıgını göreceksiniz” der. İnsanlar resimlerde kendilerini görürler, begendikleri ve benzemek istedikleri insanı dinler, onlara inanırlar. Bu nedenle birçok Reklam çalışmalarında film yıldızı, sporcu veya begenilen kişilerden yararlanılır. Fransa’da “Totem” adlı bir gökdelenin daireleri bomboşken, satılmazken ve inşaatçıların iflası söz konusuyken, ressam Salvador Dali’nin “Ben de Totem’de oturuyorum” dedigi bir Reklamla kısa sürede satışı gerçekleşmiştir. Televizyonda şu sıralar sık sık Ajda Pekkan, Zeki Müren, Cüneyt Arkın, Türkan Şoray, Adile Naşit ve Halit Kıvanç gibi sanatçıları görmemizin tek nedeni Reklama hizmetlerindendir. Reklamcılıgın amaçları halkın egitilmesi, aradıgını kolay bulmaya, kolay almaya ve fiyatını ögrenmesine yardım olmalıdır. Reklamcılıkta muhatabınız bütün toplumdur. Yaptıgınız bir hata geniş çapta yayınlanacagından herkes tarafından duyulur ve görülür. Yanıltıcı, haksız Reklamlar karşısında tüketicinin korunması gereklidir. Batı ülkeleri bunu çeşşitli yollarla saglamışlardır. Tüketicinin korunması; devletin kanun, kararname, yönetmelikve mahkeme kararlarıyla ele alınmış, yanıltıcı Reklamyaptıran üretici, komisyon kararıyla düzeltme Reklamı yayınlamaya zorunlu tutulmuştur. Örnegin; kilo aldırmayan bir rejim ekmegi ürettigini yogun bir biçimde Reklam eden kuruluş, iddiasının gerçek dışı oldugunun saptanması üzerine, günlerce, aylarca televizyonda; “Benim çıkardıgım ekmek, düzeltiyorum, kilo aldırmayan cinsten falan degildir. Sadece dilimleri çok ince oldugu için, çok ekmek yediginizi sandıgınız halde, aslında az ekmek yemiş olursunuz.” diye Reklamyapmaya mahkum edilmiş. Tabii Reklamya bu, dogrusu bu kez satışları hiç de azalmamış, aksine artmış. Ayrıca profesyonel Reklam ajansları, otokontrol yoluyl Reklamlara karşı korunmayı ve kontrolü, örgütlenen tüketicilirin kendileri de üstlenmişler. Üreticinin kendi çıkarlarına ters düşen bir davranışını saptadıkları anda, onun ürünlerini boykot etmeye, üreticiye karşı bir nevi grev uygulamaya geçmişler. Bu nedenledir ki giderek üreticiler, ürünlerinin nitelik, ambalaj ve fiyatlarında sürekli degişikliklere, begenilmeyeni degiştirmeye, satış sonrası bakım garantisi vermeye yönelmiş, bu gibi olumlu davranıylar içine girmek zorunda kalmışlardır. Sosyal ve ahlâki yönden Reklamda en önemli öge “Dogruyu söylemesidir. Yalan ve yanlış birşey söylememelidir. Kendi malını övmektense, rakibini kötüleyen Reklamlar olumlu karşılanmamaktadır. Keza begenilmiş ve başarı saglamış Reklamların benzeri, kopyasının ve taklidi olarak düzenlenmiş Reklamlar da kötü puan almakta hatta aydın kişilerce alay konusu olmaktadır. Reklamcılıkta yeni olanların sık sık başvurdukları bir yöntem de yabancı yayınlardan bazı biçim, hatta resim aktarmalarıdır. Acemilik kişiyi taklitçilige itmemelidir. Kendi çabası ve yetenekleriyle eserler veren aceminin gelecegi mutlaka ustalık olacaktır. Reklamcılık meslek olarak çok zordur. Reklamcılık mesleginde yeteri kadar uzman ve otorite yetişmediginden herkes kendini biraz bu meslekten görür. Hatta bazı Reklam sahibi, ihtisasa pek inanmadıgından her işte fikri olsun ister. Basın Reklamlarında sık sık başvurulan beyaz boşluk bırakma ile yapılmış bir eskizi gören iş adamı, Reklam sanatçısına “Buralara da para veriyoruz şuraya fabrikaların resmini, şuralara ödüllerimizi, şuraya da müşterilerimizin listesini koyalım.” diyerek gereksiz müdehalede bulunabilmektedir. İstanbul Reklam Ajansının kurucusu Dr.Süheyl Gürbaşkan; “Reklamın, en belirgin ve önde gelen yaratıcılıgı getiren bir meslek oluşudur. Yaratıcı nitelik taşımayan bir sanat dalı olamayacagına göre Reklam da bir meslek degil bir sanattır. Ve Reklamın sevilecek, savunulacak yanı, yani yaratıcılıgı olmasa kömürcülükten farklı bir yanı kalmaz.” demektedir. Reklam, bir mutluluk amacı degilse bile yine de bir mutluluk aracıdır. Çünkü Reklam, bir bakıma, insanın hayal gücüdür. İnsanlar çogu kez hayellerini kendileri yaratırlar. Ve böylece mutlu da olabilirler. Reklam psikolojisi üstüne eserleri olan Robert Guerin; “Teneffüs ettigimiz hava, oksijen, azottan ve Reklamdan meydana gelmiştir.” der. Reklamın konusu olan ürünlerin, hizmetlerin tanıtımı, tüketicinin daha çok dikkatini çekebilmek için birbirinden degişik, bir sonraki öncekinden farklı, yeni, üstün olarak yapılmalıdır. Reklamın seslenişi, bazen realist ya da romartik; bazen heyecanlı ya da fantazi olabilir. Ama mutlaka, hele topluma ilk kez seslenişinde, bir yaratıcı güç” içermelidir. Albert Camus; “Yaratıcılıgın başladıgı yerde, mantık durur.”der. Yaratıcılık belki insan beyninin, zekâsının, olagan dışında bir başka türlü düşünmesi, çözüm aramasıdır. Mantık düz ve kestirme yoldan çözüme götürür, tek yönlüdür. Yaratıcılık ise, bir başka yol, bir başka çözüm olup olmadıgını araştırmaktır. Yaratıcı çalışmalarda başarının tek yolu şuur altındaki mantıksız ve ucuz kavramlara nufuz etmeye çalışmaktır. Şarkıcı Poul Mc Carthey’in ölüm haberi, müziginin hayranları olan gençleri yasa bogmuş. Bazıları onun arkasından ölmeyi bile düşünmüşler, intihara kalkmışlar. Oysa Poul Mc Carthey ölmemiş, sadece menejeri reklam olsun diye bir şaka yapmıştır. Sonuçta Reklam hedefine ulaşmış, adlarını dahi duymamış insanlara Beatles toplulugu tanıtılmıştır. Reklam, çok satıp, az kârların toplamıyla yine çok kazandırmayı amaçlayabilirse, ekonomiye yararlıdır, görevini yerine getirmiş demektir. Reklamcı Dr. Süheyl Gürbaşkan; “Reklamcılık, öyle, al eline kalemi birşeyler yaz koy kagıdı önüne birşeyler çiz, geç kameranın arkasına birşeyler çek gibi, hafife alınacak, rastgele uygulanacak bir meslek degil. Herşeyden önce yaşadıgın ülkenin insanları karşısında büyük sorumluluk isteyen, gerektiren bir iş, hatta bir görevdir.” demektedir. Reklamın yanıltıcı, aldatıcı yönlerinden sakınmak gerekir. Reklamdan asıl beklenen hizmet, marka ve mamülün tüketici zihninde yerleşmesi ve olumlu izlenimler bırakarak hatırlanmasını temin olmalıdır. Yakın zamanda gazetelerden okumuşsunuzdur. Japonya’da, kablosuz gaz sobaları imal eden şirketin genel müdürü görevinden istifa etmiştir. Sebebi bu sobaların 16 kişinin ölümüne neden olmasıdır. Tehlikesizdir, koku yapmaz. Sloganlarıyla Reklamı yapılan bu sobaların bazılarında söndürüldükten sonra odanın havalandırılması gerektigi uyarısını taşıyan levhaların bile bulunmadıgı saptanmıştır. Ülkemizde de ilk önceleri arandıgında bulunamayan, bulanların peşin parayla sıraya girilip alındıgı bu sobalardan bugün taksitle dahi müşteri bulamadıgı sözedilmektedir. Bunun yanında ambalajlı tüketim ürünlerinin ambalajları ambalaj standartlarına uymadıgından tüketici zarar görmektedir. Üzerinde son kullanma tarihi, brüt, ve net agırlıgını, fiyatını taşımayan ambalajlı ürünlere güvenmek yanlıştır. Ayrıca TSE damgası olmayan ürünlerin bazıları Saglık ve Sosyal Yardım Bakanlıgı’nın iznini de almamış oluyor.Tüketicinin korunması açısından Reklamı yapılan ürünlerin bu özellikleri taşıyıp taşımadıgı sürekli kontrol edilmelidir. Ambalajın, çok kuvvetli bir satış aleti oldugu da bir gerçektir. Özellikle self–servis magazalarında tüketicinin dikkatini çekmesi ve satışa teşvik etmesi yönünden büyük önem taşır. Ürünü koruması yanında, o ürünün hakkında geniş bilgi de verir. Görsel nesne oldugu için güzel, çekici ve etkileyeci olması gerekir. Bu nedenle kozmetik gibi mamüllerde ambalaj bazen kendisinden bile pahalıya malolmaktadır. İnsanların satın alma hareketinin sebepleri kısmen renk, şekil, ambalaj,v.b. özelliklere baglı oldugu bir gerçektir. Ve alma olayı, içimizdeki birtakım isteklerin, ihtiyaçların, alışkanlıkların çarpışması sonucu olur. Öncelikle açlık, susuzluk gibi hisler alma hareketimizi etkiler. Agrı, hastalık, endişe, korku gibi kaçınma hisleri, giyim, konfor, çoçuk gibi sürekli istekler alma haretimizi etkileyen diger etkenlerdir. İnsanların bir reklam mesajından etkilenmeleri, sosyo–psikolojik yapılarına da baglıdır. Her ayın sonunu zor getiren bir aileye, bir yazlık evin, lüks otomobilin, deniz motorunun Reklamının ne etkisi olabilir ki? İhtiyaç ve istek arasında bir kıyaslama yapıldıgında görülür ki; ihtiyaç maddeleri daha kolay satılır, istek karşılayan mallar ise mutlaka Reklamın destegine muhtaçtır. Tüketiciyi ihtiyacı olmayan bir mamule istekli, arzulu bir hale getirebilmek, onu ikna edebilmek için Reklamın önemine inanmak gerekiyor. Reklam, ekonomik dünyada olup bitenden toplumu haberdar da eder. Ona bilgi verir, yol gösterir. Bir an Reklamın yoklugunu düşünelim, tüketici seçme kararsızlıgına düşecektir. Reklam, tüketiciyi yaşamın gereklerinden de haberdar eder, bilgi verir, önerilerille onu aydınlatır. Kararsızlıgının çözümüne yardımcı olur. Anketler alışveriş öncesi en büyük kararsızlıgı, evlenmeye hazırlanan çiftlerin geçirdigini gösteriyor. Mutfak eşyasından mobilyaya kadar çok çeşitli ihtiyaçları olan yeni evlilere etki edecek Reklamlar sık sık yapılmaktadır. İlk bakışta Reklamın, malları pahalandırdıgı, Reklam harcamalarının tüketicinin sırtına yüklendigi gibi görülmesine karşın, Reklamın seri üretimi artırdıgı, imalat fazla olunca da harcamanın birim başına düştügü yadsınamaz. Televizyon, gazete, kitap gibi kitle iletişim araçları ya da sinemalarda yabancı kökenli bir hayli çizgi karakterle karşılaşıyoruz. Süpermen, E.T.,Snoppy, Candy, Degerli, Ret Kit, Temel Reis, Micky Mouse gibi kahramanlar havlumuzdan, giysilerimize, çoçuk oyuncaklarımıza, süs eşyalarımıza, kadar çok çeşitli eşyalarla yaşamımıza girmiştir. Oysa; Micky Mouse, toplumumuzda hiç de sevilmeyen bir hayvan olan fare, degerli, muzır bir köpek, Süpermen, uzaydan gelen, doga üstü yeteneklere sahip bir iyilik sembolü başka bir şey degildir. Büyük, küçük herkesin tutkuyla izledigi bu yabancı kahramanları tanıyormuyuz, ne amaçla yaratıldıklarını biliyor muyuz? İşin içine ticaret, kâr, Reklam unsurları girince fazla düşünmeye gerek yok... Özellikle güçlü ülkelerin tüccarları, yaratılan kahrama bir kez tuttu mu peşinden peşpeşe filmlerini, çizgi filmlerini piyasaya sürüyorlar. Dünya üzerinde milyonlarca insan tarafından izlenip, sevilen, giysilerimizden, konuşma dilimize kadar giren bu kahramanlara neden bizim kahramanlarımız da katılmıyorlar? Neden Nasrettin Hoca’mız, Keloglan’ımız, Karagöz’ümüz, Hacivat’ımız da diger ülke insanlarının dilinde dolaşmıyor?
Reklam, televizyon, gazete, radyo, billboard, dergi, sinema internet gibi mecralar aracılığıyla çeşitli mal, ürün ve hizmetlerin hedef kitlelere ve tüketicilere belirli bir ücret karşılığında tanıtılmasıdır. Bu işin ana unsurları; bir ücret karşılığında yapılması, tanıtım yaptıran firmalarınn belli olması, mal ürün ya da hizmetlerin tanıtımı yapılırken geniş hedef kitlelere ve tüketicilere hitap eden görsel işitsel ve yazılı medya araçlarının kullanılmasıdır. Reklam tüketicilere mal ürün ve hizmetler ve bunların kullanımı hakkında ürünlerin nereden, nasıl, hangi fiyatlara alınabileceğı hakkında bilgi verir, tüketicilere doğru mal ve ürünü almaları için yol gösterir. İşletmelerin Pazar payını arttırmasında, marka değerlerinin yükselmesinde, yeni üretim politikalarının tesbitinde ve yatırımlarının yönlendirilmesinde önemli bir yardımcı unsurudur. Başka bir tanımla reklam; Bir mal, ürün veya hizmete ilişkin bir mesajı çeşitli medya yöntemleri ile olarak hedef kitlelere tanıtmak için yapılan planlama ve eylemlerin tümüdür. Tanıtım, sürekli yaratıcılık, sürekli yeni fikirler ve stratejiler gerektiren bir uygulama sanatıdır. Hedef kitlelerin ve tüketicilerin kullanmakta olduğu ve satın almayı alışkanlık haline getirdikleri bir ürün veya hizmetin akıllarda sürekli güncel tutulmasının ya da tüketicide bir başka markaya satış eğilimini yaratmak advertisement yoluyla gerçekleşebilmektedir. Tanıtıma çeşitli medya ortamları vasıtasıyla pazarlama faaliyetlerini kullanarak satış yapmakta diyebiliriz. Bütün tanıtım hizmetlerinin amacı firmaların Pazar payını ve satışlarını artırmaktır. Tüm bu tanımları özetleyecek olursak; bir mal, ürün veya hizmetin tanıtılacağı pazarın ve tüketicilerin değerlendirilmesi için yapılacak araştırmalar, reklam hedefinin, harcamaların ve hedef kitleye verilecek mesajların tasarlanması, bütçe için kaynak planlaması, tasarımın ne zaman nasıl nerede, hangi ortamlar ile yapılacağı konusundaki stratejilerin tesbiti karar sürecindeki faaliyetlerin tamamıdır
Reklam, Firma, kurum, kuruluş veya kişilerin ürettikleri ürün, hizmet veya fikirlerin, çeşitli kitle iletişim araçlarını kullanarak, geniş halk kitlelerinin satın almasını, istemesini, ihtiyaç duymasını, beğenmesini sağlayacak şekilde tasarlanarak tanıtılmasıdır. Tanımda kullanıldığı gibi, reklam geniş halk kitlelerini veya belirlenen özel bir kitleyi hedef alarak, kitle iletişim araçları yani; televizyon, radyo, sinema, gazete, dergi, şimdiler de interneti, ayrıca açık hava reklam araçları olan; bina giydirme, araç giydirme, billboard, megalight, silindir kule, duvar tasarımları, durak tasarımları v.b. araçları kullanarak, onların davranışlarını istenilen yönde değiştirmeye çalışır. Reklamın amacı, firmaların ürettiklerini tüketicilerin satın almasıdır. Ama bu satın alma durumunun kısa vadede, tek bir defaya mahsus yapılmasını istemez. Reklam, tüketicilerin uzun vadeli sürekli alım yapmasını ister. Üretilen ürün veya hizmetlerin, tüketicinin yaşamının bir parçası haline gelmesini, yıllar boyunca aynı markanın üretimlerini kullanmasını sağlamaya çalışır. Bunu yapabilmek için, tasarım yapar. uygun tüketici kitlesine ulaşabilecek en uygun medyayı bulur ve ona göre strateji çizerek, en etkili imajları kullanmaya çaba harcar. Çünkü reklamın amacı, firmanın amaçlarıdır. Firmaların tanıtım yapmaktaki en genel amaçları; Pazar paylarının büyümesi, yeni bir ürüne talep oluşturulması, benzer ürün ve hizmet üreten rakiplerle mücadele edilebilmesidir. Bunlar firmaların en genel hedefleri olmakla birlikte daha özel hedeflerle de tanıtım yapma gereği duyabilmektedirler. Firmaların bu tip isteklerini genellikle, reklamcılıkla ilgili alanlarda çalışan ajanslar yapmaktadır. ajanslar, kuruluşların işlerini yapmaya başlamadan önce, onlardan, amaçları ve isteklerine yönelik bir sunum alıyorlar. Daha sonra, piyasa ve Pazar, tüketici araştırmaları yaparak, araştırmaların ortaya çıkardığı verileri değerlendiriyorlar. Yapılan bu tip araştırmalar, ajanslara tanıtımların tasarlanması esansında kullanabilecekleri ana fikir, imaj, mecra v.b. unsurlar hakkında bilgi sağlarken, aynı zamanda tasarımın nasıl işlenmesi gerektiğine yönelik fikirleri de verebilmektedir. Reklam, insanlara her hangi bir ürün, hizmet, fikri anlatır, sevdirmeye çalışır, benimsenmesini sağlayacak çeşitli imajlar, fotoğraflar, oyuncular, mizah, erotizm, sosyal standartlar, fiziksel çekiciliği olan herhangi bir kişiyi, objeyi, eşyayı kullanır. insanların davranışlarını firmaların istedikleri yönde değiştirmeye çalışır. Tüketicilerde oluşturdukları davranışların sürekli olmasını sağlama amacı taşır. Bunun için, onların psikolojik yapılarını da etkilemeye çalışarak, onların isteklerini, arzularını, özlemlerini, tanıtımı yapılan ürünlerle ilişkilendirir. Tanıtım, tüketicilere her zaman çeşitli vaatlerde bulunur. Ürünlerin alınması durumunda, bu vaatlerin yerine gelebileceğini anlatarak, onları etkilemeye çalışır.
Seslendirme, en kısa anlatımıyla yayın unsurlarındaki karakterlere ses veren veya metinleri okuyarak kendi sesiyle metine hayat verme sanatıdır. Bu işi yapanlara 'sesçi', 'perforeci' gibi garip isimler takılsada, aslında seslendirmen, anlatıcı, voice over gibi sıfatlar kullanılmaktadır.

Bizi, yerel, bölgesel veya ulusal, radyo ve televizyonlar için A dan Z'ye seslendirme hizmetleri veren çözüm ortağınız olarak görün. Sizlere sunduğumuz hizmetlerle produksiyon yükünüzü azaltırken, sizleri zamandan kazandırıyoruz.

Vocalization Cast section of the menus under, ladies, turkish, english, german and french vocalization staff performs great work for you, delivering you at the specified time.

Kurulduğumuz ilk günlerde, "Medyadaki Sesiniz" sloganını seçmemizdeki en önemli ve belirgen özellikler; Reklam seslendirme, Jingle seslendirme, Haber seslendirme, radyolara yönelik Top liste program seslendirme'leri (Top40 veya Top10), Santral (IVR) Seslendirmeleri, Fragman seslendirme'leri, Perfore seslendirme'leri gibi çok yönlü seslendirme hizmetlerini My Produksiyon'un tek bir çatı altında müşterilerine sunmasıdır.

Ad voice and productions made by utilizing the latest technology are prepared one day after you send us the text. You may wish to receive your ready-made ads by logging in to our website or by e-mail.

Reklamda rakiplerin analizi , rakiplerin reklam içeriğinde kullandığı iddiaları ya kendi ürün ve hizmet özelliklerinin benzer ürün ve hizmet özelliklerine oranla üstünlüğü ile ilgilidir ya da rakip firma ürün ve hizmetleriyle ilgili açıklar, hatalar, eksiklerle ilgilidir. Reklam veren firma, rakipleriyle mücadele ederken, diğer firmanın iddialarına cevap vermek zorundadır. Ancak bu şekilde rekabet edebilmektedirler. Rakip firmaların iddialarına cevap vermedikleri zaman tüketici, onların söylediklerine, onların çözümlerine inanmaktadır. Reklam veren firmalar, rekabet ortamında mücadele edebilmek için, onların söylediklerini çürütmek veya onların ürün ve hizmet özelliklerinde olmayan özellikleri öne çıkarmaları gerekmektedir. Tüketici, her iki firmanın mesajlarını incelediğinde, kendisine en uygun olanı, en inandırıcı geleni seçecektir. Rakip firmalar, ürün ve hizmet bileşenlerinde, üretim biçiminde, kullanım biçiminde veya faydalarında, tüketiciye ulaştırma şekillerinde, zayıf kalan özellikleri öne çıkararak reklam yapacaktır. Bunların dışında, tüketicilere ürünlerini sunarken, onların yanında özendirme, indirim, kampanya v.b. şeyleri de sunabilecektir. Öncelikle bir firma, zaten kendi ürün ve hizmetlerini en başta tahlil etmelidir. Piyasada benzer ürün ve hizmetlerle karşılaştırılmalı ve aralarında ki farklar, üstün ve zayıf kalan yönler oraya çıkarılmalıdır. Rakip firmaların iddia edebilecekleri unsurlar ortaya çıkarılıp izlenebilecek strateji belirlenmişse, mücadele etmek kolaylaşmaktadır. Firmanın ürün ve hizmetlerinde, benzer ürün ve hizmetlere göre zayıf kalan yönlerinin kapatılabilmesi için, belirlenmiş olan strateji izlenmelidir. Artık bu, kampanya uygulanarak, indirim yapılarak, özendirme ürünle birlikte pazara sürülerek v.b. hangi yol belirlenmişse o izlenmelidir. Eğer firma, kendi ürün ve hizmetlerinin benzerlerine oranla zayıf kalan yönlerinin tahlilini yapmamışsa, bu inceleme sonradan yapılmalı ve ona göre yol izlenmelidir. Ama şu bir gerçek ki, karşılıklı, birbirilerinin ürün ve hizmetlerini karalama yoluyla birbirleriyle mücadele eden rakip firmaların reklamları, tüketicileri çok ta olumlu yönde etkilememektedir. Bu yüzden, rekabet halindeyken bile, tanıtımın mesajlarına çok dikkat edilmelidir. İleri sürülecek savlar, karşı firmayı kötü duruma düşürmezken aynı zamanda, tanıtımı yapılan firmanın ürün, hizmetleriyle ilgili söylenenlere cevap olabilmeli ve faydalı taraflar, kolaylıklar öne çıkarılmalıdır. Tüketici karşılıklı karalamalara çok ta sıcak bakmamaktadır. Bu defa, her iki firmanın ürün ve hizmetlerine olan güven sarsılmaktadır. Mesajları, olumlu, pozitif, iyi, faydalı, kolay, uygun fiyat v.b. gibi olumlu şeyleri hissettiren mesajları içermelidir. Olumsuz hiçbir mesajın olmaması, tüketicinin güveni ve olumlu hislerinin oluşması için oldukça önemlidir. Tüketici tanıtım mesajlarından kaynaklı olarak, sorgulama yoluna gitmemelidir. Şüphe duymamalıdır.
The advertising scenario creates a detailed writing phase of the advertising texts. Inside, there are details about space details, figurines, voice actors and other production elements. It has a narrative that is descriptive with a language that is more descriptive, detailed and teaches. Here are some examples of sample ad scenario texts. Doğuş Tea (Apprentice) Concept Scenario: Adam elinde bir termosla kıraathane’ye girer. Çaycıya bir çay söyler ve masaya oturur. Gelen çaydan bir yudum alır ve beğenmez. Bardağı müsait bir yere boşaltır ve boşalan bardağı termosundaki çay ile doldurur. Adam keyifle çayını içerken etraftakiler ona bakmaya başlarlar. Çaycıda hafif kızgındır. Yan masadan biri sorar “Hayırdır hemşerim”. Adam termosu işaret ederek yüksek sesle “Ben nerede, Doğuş Çay orada” der. Ertesi gün herkes elinde bir termosla gelince, çaycı hemen çırağını Doğuş Çay almaya yollar. Doğuş (Coffee and Çaycı) Concept Scenario: Bir köy kahvesi oyuncular; ocakçı, çaycı çocuk, ahali bidiğimiz figüranlar vardır. (Figüranlar Kahvesi) Sahne 1 genel çekim, 1- Morning Coffee is Opened. 2- Kahvehane Yavaş Yavaş Dolmaya Başlar... 3- Ocakçı Çaylar Tavşan Kanı Diye Bağırır... (Çayı Dışarıdan Yeni Getirttiğini Ballandırarak Millete Anlatır ) 4- Tam Çayları Koyar Çaylar Bulanık Ve Kötüdür Ahali Aaa Diye Bozulur... 5- İki Kavga Sahnelerinde Bilinen Figüran Efelenir... 6- One Shows A Local Tea And The Teaman Kisses Her Tees Anyone Happy The Teaman Kisses The Package. 7- Çaycı; yurdum çayı beni affet der sen bir tanesin bir daha sana ihanet edersem iki olsun der. Doğuş Çay logosu dış seslendirme ile birlikte ekranda belirir. OMO (Beyond White) Concept Scenario: This ad is in an arena. There is an angry bull on the field and a matador opposite him. There is no cloth in the hands of the mat. The mature is trying to annoy the bull with his hand gesture, and finally the bull gets mad and starts to run towards the matador, while the matador pulls a white cloth out of his back and opens it to the bull by both hands. The bull does not look at this snow white meringue, his eyes become stuck and run down as he falls to the ground while the outside voice says “OMO'S POWER, EYEING WHITE aşır and the advertisement ends. Albeni: Conceptual Scenario: Sabahın erken saatlerinde Mehmet efendi, mahmur gözlerle bakkalının yolunu tutar. Dükkânına geldiğinde kapısının açık olduğunu görür, şaşkın bir vaziyette içeriye girip neler olduğunu anlamaya çalışır ve heyecanla polis çağırır. Ekip geldiğinde dükkâna hırsız girdiğini anlar ama ”nedense her şey yerli yerinde’’ diye düşünür. Daha sonra anlaşılır ki çalınanlar sadece bir kutu Albeni’dir. Ardından bir dış ses duyulur Karşı Koyamayacağınız Lezzet Albeni der. Albeni (From Life) Conceptual Scenario: Young girl is on the bridge to commit suicide. Everyone gathered around her daughter to try not to commit suicide they do not benefit ayı girl does not want to bring a bag of money girl wants to give money full of money girl cries a funny way and cries, but the money does not want, the girl does not want, girl stops crying silence happens lover smiles But the girl then shakes her head again and starts to cry. Everybody is bored. At that time a small child is attracted to the girl among the people watching her. He walks towards the girl artık She pulls out the allure in her pocket and hands it to the girl. worthy Nokia (Big Invention) Concept Scenario: This scenario takes place in the study room of a house of information in the 1940s. The room has a wooden work desk, an abacus on the right hand side of the table for calculating on the right, and a magnetic old telephone with dial on the left. There's a primitive, rough calendar on the wall, a stone plaque that plays ad music in the other corner of the room and a primitive clock that reminds you of appointments on the back of the guy. While this wise person deals with something at the desk, the clock on the back side of the clock is played and a piece of paper with the date of the appointment falls. The man picks up a piece of paper and reads it, understands that the time has come, and takes off his jacket, takes a few steps, stops, puts his hand in his jacket, forgets something and then looks right at the door. (Because everything that is needed for the man remains at home. Abacus, appointment time, calendar, plaque, phone) Adam turns to the front. He changes his house to the front of the man and becomes a stylish house. The man is today dressed up in a hat, a beard shave turns. (By the way, the man's hand is still out of his pocket and I've forgotten something on his face expression is not lost.) . Then the expression on the man's face goes gelir did I forget something mamış, instead “I did not forget my pocket esi comes the expression and the man goes on. In the meantime, the external sound is called fazl Office Near You şey or “Nokia 6710 for everything you need and more Bu.
Reklamlar, ürün ve hizmetleri satın alma konusunda potansiyel müşterileri ikna etmek için hazırlanır. Reklam stratejisiyse, bu reklamları en etkili biçimde nasıl hazırlayacağımız ve yayınlayacağımız konularını kapsar. Reklam stratejimiz, firmamızın kamuya gösterdiği yüzdür diyebiliriz ve bütçesi ufak olan küçük bir firma da, üzerinde yeterince düşündüğü takdirde etkili bir reklam kampanyası tasarlayabilir. İyi bir reklam stratejisinin püf noktası, esnek ve yaratıcı bir planlamayla, hedef kitlesi ve o hedef kitlesine yönelik mecra seçimi hakkında doğru bilgiye sahip olmaktır. Genel olarak bakacak olursak, reklam stratejimizi üç temel amaç için hazırlayabiliriz. 1- Creating awareness about a company and its products or services 2- Increase sales and grab clients from competing companies 3- Firma veya marka imajı çalışmaları yapmak Yani, firmalar reklamlarla bilgi verme, ikna etme ve tüketiciye kendilerini hatırlatma amacı taşırlar. Bu amaçlara ulaşmak için hazırlayacağımız bir reklam stratejisinde bazı temel aşamalar vardır ve bu aşamalar, reklam hazırlama sürecini pazarlama hedeflerimiz ve diğer tanıtım faaliyetlerimizle birleştirmemizi sağlar. Basic Stages in Advertising Strategies Eğer firmamız yeni bir firmaysa, reklamlarımızın temel hedefi ürünlerimiz ve firmamız hakkında farkındalık yaratmaktır. Firmamızın adını sektör içinde iyi biçimde duyurduktan ve ürünlerimizin pazarda sağlam biçimde yer almasını sağladıktan sonra, reklamlara daha az yatırım yapabiliriz; çünkü, bu aşamaya geldiğimizde, özellikle bizim ürünlerimizi tercih eden bir müşteri kitlesi muhtemelen oluşmuş olacaktır. Burada yapmamız gereken ilk şey, ürün veya hizmetimizi belirli bir biçimde konumlandırmaktır. Günümüzde, sadece tek bir firma tarafından satılan bir ürün olması ihtimali çok düşüktür. O yüzden, biz mesela porselen ürünler üretiyorsak, bizi diğer porselen üreticilerinden ayıran özellik veya değer nedir ve tüketiciler neden bir başka markayı değil de bizi tercih etmelidir, önce bununla ilgili bir tema, içerik ve ifade biçimi geliştirmemiz gerekir. Bunu yaparken, yaratıcı olmamız ve pazardaki yeni trend ve gelişmelere ayak uydurmak konusunda esnek bir planlama yapmamız gerekir. 1- Determining Target Audience When we say the target group, we may be talking about a group within a given framework or a group that includes several different groups. Our target audience may be people who buy our product, people who do not buy our product themselves, but have a position that decides to buy that product, or they may be people (children, spouses, partners, friends, etc.) who influence the purchase of a person. In general, we need to set three criteria: a- Demographic elements, Age, gender, profession, income, interests and abstract values that groups can have in intellectual sense b- Behavior, Consumer awareness of the firm, what products the consumer uses when and how, and what kinds of items or offers can be tempted to convince the consumer to use or experiment with our own products c- Needs and Requests Here, both in terms of practical use in everyday life as well as a value added to the person with the product should make an assessment. After that, we must develop a message that our product can meet these demands and needs. D- Product Concept, Product concept, when we say, at the beginning of our article, which separates us from other companies features or values should come to mind the stage of expression. If we position our product in a specific manner within the sector, we determine the values that our product represents and how our target audience will perceive that product. Here, we need to create a group of values that will appeal to the consumer or match them, and thus, we should be the only product of our product. 2- Media Selection When choosing the media we will publish, we need to take into account our marketing objectives, budget and the characteristics of our target audience. Digital media, television, newspaper, magazine, radio, post, billboard and outdoor are some of the common channels we can use for our advertisements. Once we have carefully determined our environment, we need to set a time frame for our ad to run. Here, in a day, week, month, or year, (one or all of them may be a combination of) a period of time to determine the time period, we should publish our ads. 3- Advertising Message The advertising message is a combination of our marketing goals, the visual and written elements in our ad, and the features and values our product possesses. Here are 3 items that we should focus on: a- What are the features or values that differentiate our product from the same kind of product of another brand? b- How do we want consumers to evaluate this product? How can we convince consumers to buy the product? c- How does consumer see competitors? What are the weak and strong points in the way our competitors are positioning themselves? 4- Written content In preparing such content, our aim may be to provide information about our products and services or to assign a value and meaning to our product. Many companies begin to develop other elements of the ad after thinking about a slogan that combines marketing objectives with the product's key features and benefits. While it is important to create persistent ad content in mind, the value and features of our product or service are at the forefront to be more effective in turning our ad into sales. When preparing the ad text, it is the most effective way to express the message we want to communicate clearly. Of course, some ads are very complex, have a style and structure that makes people think and meaningless, and these ads can be very effective, depending on our community and our target audience. If our ad is the kind of ad that should be the title, it should be an expression that tells the consumer the theme of the ad. 5- Visual Content When we say visual content, we are talking about all the visual elements in the advertisement such as spaces, colors, images, writing sizes and formats used in a certain logic and purpose. When considering these items, we need to take into account that the ad needs to draw attention quickly. 6- Advertising Budget Our advertising budget can be determined before or after developing our advertising strategy. When deciding on our budget, we need to take into account how important our advertising is for us, what it will bring us if it succeeds, and of course how much money our company can allocate. Especially in small firms, it is more convenient to determine the budget first. Because when this is done, the other elements of the ad will be adjusted according to this budget and the company will not encounter surprises that will make it financially difficult. The most commonly used method of developing an advertising budget is to take into account the previous sales rate. Thus, even if our ad is ineffective, this does not result in a materially difficult result. If we are a little bigger and have a high income, we can also take into account our future sales forecasts, company savings and market share. Analyzing Advertising Results Small firms, in particular, tend to be quite loose in measuring the impact of their ads. Advertising is done and applied in such matters as whether a new advertisement should be made or the same advertisement should be continued. In fact, many factors, such as economic fluctuations, the inclusion of new competitors in the industry, and periodic sales changes, can reduce or increase the impact of an ad. If we do not examine the results of our ad taking into account all these elements, we may make wrong decisions such as continuing a bad and ineffective advertisement or giving up a very good advertising strategy. Advertising Laws When developing our advertising strategy, we must know the advertising laws for the country or media in which our ad is running. Since we can make changes to the law or add new regulations to the existing laws, we need to learn the latest regulations, laws or regulations before considering our advertising in detail.
Araştırmalara göre ortalama bir insan her gün 1500 ile 1800 kez mesaj verilerek adeta mesaj bombardımana tutulmaktadır. Bu mesajların da çok büyük bir bölümünü pazarlama faaliyetleri sonucu ortaya çıkan reklamlar oluşturmaktadır. Bu reklam mesajlarının %70’i göz ile algılanırken %30’u ise kulak tarafından toplanmaktadır. Bir insan her gün bu kadar çok pazarlama mesajı ile karşı karşıya kaldığına göre insanlarda satın alma davranışı oluşmasını sağlayan mesajların hangileri olduğu çok ciddi bir merak konusu haline gelmektedir. Yine aynı araştırmalar göstermektedir ki insanlar kendilerine gelen pazarlama mesajlarını tasarımsal ve içeriksel olarak sınıflandırmadan önce önyargılı bir şekilde “kalite” odaklı olarak ayrıştırmaktadır. Bu öyle bir kalite algısıdır ki sokakta yürürken görülen bir tabela minimum seviyede satın almaya dönük davranış geliştirirken aynı tabeladaki logonun birkaç kez televizyonda görülmesinden sonra sokakta yeniden görülmesi çok hızlı bir şekilde satın alma ile sonuçlanan müşteri deneyimine dönüşebilmektedir. Televizyonun hayatımızdaki önemi, neredeyse herkes tarafından reddedilen bir olgu olsa da, tartışmasız bir gerçektir. Türk halkının ortalama televizyon izleme süresi günde 4 saati geçerken gençlerin uyku dışında geçen zamanlarının üçte birini televizyon izleyerek geçirdikleri saptanmıştır. Bu da bir yıl içinde toplam 930 saatini derslere katılarak geçiren bir öğrencinin 1340 saatini ise televizyon izlemeye ayırdığı anlamına gelmektedir. Televizyonun hem göze hem de kulağa aynı anda hitap edebilmesi sayesinde ürün ve/veya marka odaklı reklamlar izleyicilere en yüksek farkındalık düzeyinde iletilebilmektedir. Hayatımızda bu kadar büyük bir yer kaplayan televizyon sadece zaman geçirme aracı olarak değil aynı zamanda bir prestij aracı olarak da kolektif bilinçte kendisine yer bulmayı başarmıştır. “Ünlü olma” kavramı bir insanın televizyonda ne kadar yer aldığının ölçütü haline gelirken insanların %71’i televizyonun en doğru ve en tarafsız haber kaynağı olduğu konusunda da hemfikirdir. Television commercials ve filmlerinin büyük avantajı izleyiciler üzerinde reklamı yayınlanan kuruma ya da markaya yönelik yarattığı bu kalite olgusu ve saygınlıktır. Televizyon çok pahalı bir reklam mecrası olduğu için her marka ya da kurum televizyonda reklam yayınlatamamakta, ancak finansal olarak fazlasıyla güçlü olan kurumlar televizyondan etkin bir reklam mecrası olarak faydalanabilmektedir. Bu durumun gayet net bir şekilde farkında olan izleyiciler bu nedenle televizyonda reklamı yayınlanan firmaları daha prestijli ve dolayısıyla daha güvenilir olarak görmektedirler. 2010 yılının ilk 6 ayını kapsayan ve Reklamcılar Derneği üyesi medya ajanslarının verilerine dayanarak hazırlanan rapora göre televizyon %55.59 piyasa payı ile en çok tercih edilen reklam mecrası olmayı sürdürüyor. Televizyon, en yakın rakibi olan yazılı basına %28 gibi azımsanamayacak oranda bir fark atmasını hiç şüphesiz hala en etkili reklam mecrası olmasına borçlu. Yüksek maliyetlere sahip olmasına rağmen hem sürekli artan kanal ve program seçenekleri, hem de tamamen ücretsiz bir mecra olarak her kesimden insana hitap etmesi sayesinde televizyon reklamları çoğu analistin iddia ettiğinin tam tersine gücünü yitirmeyi bir kenara bırakalım, her geçen gün reklam sektöründeki ezici üstünlüğünü arttırıyor. 2011 yılında da reklamverenler tarafından en çok tercih edilecek reklam mecrası olacağı kesin olan televizyon için en etkin zamanı ise 19.00-21.00 ile 21.00-24.00 saatleri arasında yer alan Prime 1 ve Prime 2 kuşakları oluşturuyor.