Sıkça Sorulan Sorular

Sıkça Sorulan Sorular

My Prodüksiyon Seslendirme Ajansı bu sayfa üzerinde sıkça sorulan sorulara sizler için cevap veriyor ve bilgi paylaşıyor. Seslendirme, Dublaj, Prodüksiyon, Anons ve Seslendirme Ajansı hakkında merak edilenlerin listesini burada bulabilirsiniz.


İşitilebilirlik Bir seslendirme - dublaj sanatçısı, mikrofon karşısında konuşurken, sesini rahatça işittirebilmelidir. Çok düşük ya da, çok yüksek tonlar, dinleyeni (izleyiciyi) rahatsız eder. Bu tür tonlar, diğer seslendirme ve dublaj sanatçılarının stüdyodaki genel ses seviyelerinin altında ya da üstünde olacağı için, ses teknisyenini de zor durumda bırakır. Akıcılık Bir sanatçı, uygun tonu yakaladıktan sonra, akıcı da konuşabilmelidir. Pek çok seslendirme ve dublaj sanatçısı, gereksiz yere hızlı konuşmayı, akıcı konuşma zannederek yanılır. Çok hızlı konuşmak ve tekstteki sözcükleri bitirip ek sözcükler kullanmak, her zaman bir üstünlük sayılmayabilir. Önemli olan, filmdeki oyuncunun konuşma temposudur. Oyuncunun kişiliğini yalnızca sesle değil, konuşma biçimiyle de vermek gerekir. Hoşa Giderlik Bir sesin hoşa gider olması, güzel olmasını gerektirmez. “Güzel” tanımına uymayan pek çok ses, konuştuğu oyuncunun fiziksel ve kişisel özellikleriyle bütünleştiği için beğeni kazanmıştır. İzleyici, çok kibar ve yumuşak bir sesin, kanlı bir korsanı ya da azılı bir katili konuşmasını kabullenemez. O halde, seslendirme sanatında bir sesin hoşa gider olması, sesin, seslendirilen oyuncuya uyup uymamasına bağlıdır. Şiir okurken beğenmeyeceğiniz bir sesi, yargıç rolünde benimseyebilirsiniz. Kuşkusuz bunun tersi de geçerlidir. Sesinin güzelliğiyle ünlü bir sanatçı, bir Kızılderili şefini konuşurken beğenilmeyebilir. Sesin rengi, oyuncunu ruhuna uygun olmalıdır. Bükümlülük Düşünceler, ton ve hız değişiklikleri ile anlatılır. Bu değişiklikler rastgele olmayıp, rolün gerektirdiği biçimde olmalıdır. Bükümlü olmayan (tekdüze) bir ses, izleyiciyi sıkar, duyguyu tam olarak yansıtmaz.
İŞİTME NEDİR: Atmosferde oluşan ses dalgalarının kulağımız tarafından toplanmasından, beyindeki merkezlerde karakter ve anlam olarak algılanmasına kadar olan süreç işitme olarak adlandırılır. SES NEDİR: Ses enerjisi bir titreşimdir. Maddeden oluşan bir ortamda yayılan mekanik bir titreşim dalgasıdır. Bir klinisyene göre ise ses, işitme duyusunun uyaranıdır. SES FREKANSI NEDİR: Bir saniyede oluşan titreşimlerin sayısına ses frekansı denir. Ses frekans birimi Hertz (Hz)'dir. Frekansı arttıkça ses tizleşir (incelir). Düşük frekanslı sesler pes (kalın) sesleri oluşturur. İnsan kulağı 16 ile 20000 Hz arasındaki sesleri işitebilir. Saniyede titreşimi 16'dan az olan seslere subsonik, 20000 üzerinde olanlara ise ultrasonik sesler denir. SESİN ŞİDDETİ NEDİR: Sesin kulak tarafından duyulan yüksekliğine sesin şiddeti denir. Şiddet birimi desibel'dir (dB). Desibel insan kulağının işitebildiği en küçük ses şiddetidir. Fısıltı sesi 30 dB Konuşma sesi 40-60 dB Bağırma sesi 80-90 dB Uçağın kalkışı 120-140 dB Tüfek patlaması (yakın Mesafe) 130 dB ODYOMETRİK MUAYENE NEDİR: İşitmenin ölçülmesi ve işitme fonksiyonlarının değerlendirilmesine odyometrik muayene denir. Bu ölçümlerde kullanılan cihazlara odyometre denir. İşitme iki şekilde gerçekleşir; 1- Hava yolu ile (air conduction) 2- Kemik yolu ile (bone conduction) Normal işiten bir kulakta hava yolu ile işitme kemik yolu ile işitmeden iki kat daha fazladır. İŞİTME KAYIPLARI KAÇ ÇEŞİTTİR: İşitme kayıpları üçe ayrılır: 1- İletim tipi işitme kayıpları: Sesin iç kulağa kadar olan iletiminde bir patoloji (bozukluk) mevcuttur. Bu dış ve orta kulaktaki bir lezyona bağlı olabilir. 2- Sensorianeural tip işitme kaybı: İç kulak veya 8. sinir (işitme ve denge siniri) iletimindeki herhangibir bozukluğa bağlı işitme kayıplarıdır. 3- Mikst tip işitme kaybı: Hem iletim hemde sensorianeural olan işitme kayıplarıdır. İŞİTME KAYBI DERECELERİ NELERDİR: 0-20 dB işitme kaybı, Çok hafif işitme kaybı 20-40 dB işitme kaybı, Hafif işitme kaybı 40-60 dB işitme kaybı, Orta derecede işitme kaybı 60-80 dB işitme kaybı, Belirgin işitme kaybı 80-100 dB işitme kaybı, İleri derece işitme kaybı 100 dB ve üzeri Total'a yakın işitme kaybı ODYOMETRİK İNCELEME YÖNTEMLERİ NELERDİR: 1- Tonal Odyometri: A- Tonal Eşik Odyometri: Saf ton sesler vererek işitme eşiğini saptayan subjektif bir yöntemdir. B- Eşik Üstü (Supraliminer) Odyometri: Minimal eşitme eşiği ile maksimal işitme eşiği arasında kalan işitme alanındaki işitme bozukluklarını araştırır. 2- Vokal Odyometri (konuşma odyomtrisi): İnsan sesini ses uyaranı olarak kullanarak odyometrik değerlendirme yapmaya konuşma odyometrisi denir. 3- Objektif Odyometri: A- Empedans odyometri B- Elektroensefalografik odyometri (ERA) C- Elektrokokleagrafi (ECochG) D- Beyin sapı uyarılmış cevap odyometrisi (BERA) 4- Çocuk Odyometrisi (İnfantil odyometri): RECRUİTMENT NEDİR: Ses yüksekliklerine karşı kişinin tahammülsüzlüğü (toleranssızlığı) demektir. RECRUİTMENT HANGİ İŞİTME KAYIPLARINDA MEVCUTTUR: Koklear işitme kayıplarında işitme alanı daralır ve recruitment (yüksek sese tahammülsüzlük) vardır. İŞİTME DUYUSU BEBEKTE NE ZAMAN BAŞLAR: Doğumdan önce anne karnına iken işitme organı fonksiyon görmeye başlar. EMPEDANS ODYOMETRİ NEDİR: Orta kulak, koklea, 8. Sinir (N. Statoacusticus), 7. Sinir (N. Facialis) ve beyin sapı işitme yolları hakkında bilgi veren, hastanın koopere olması ön şartı gerektirmediği içinde bebek ve çocuklarda kolayca fonksiyonları gösterebilen objektif bir odyometri yöntemidir. TİMPANOMETRİ NEDİR: Orta kulak esnekliğinin (compliance) dış kulak yolundaki basınç değişikliğine bağlı olarak ölçülmesidir. AKUSTİK EMPEDANSMETER İLE NELER ÖLÇÜLÜR: Orta kulak basıncı Orta kulak esnekliği Dış kulak yolundaki hava basıncı değişiklikleri Akustik refleksin olup olmadığı Akustik refleks eşikleri Akustik refleks adaptasyonları Östaki borusunun fonksiyonu Tensor timpani ve stapes kaslarının ayrı ayrı kasılmaları Orta kulak hava basıncı değişimlerinin sesin iletimindeki etkileri ölçülür. AKUSTİK REFLEKS NEDİR: Orta kulaktaki stapes kasının akustik uyaranlara verdiği yanıttır. Akustik refleks hangi kulak uyarılırsa uyarılsın her iki kulaktada alınır. İPSİLATERAL VE KONTRLTERAL REFLEKS NEDİR: Bir kulağa hem uyaranı verip hem de o kulakta refleksin ölçülmesine ipsilateral refleks, bir kulağa uyaranı verip karşı kulakta refleksin ölçülmesine kontrlateral refleks denir. TİMPANOMETRİNİN KLİNİK ÖNEMİ NEDİR: Bize ortakulak sisteminin değişkenliğini gösterir. Örneğin; orta kulakta sıvı varlığını (SOM), kemikçik zincirinde kopukluk veya fiksasyonu, östaki tüpü disfonksiyonunu ve otitis media gibi. AKUSTİK REFLEKS NE ZAMAN ALINAMAZ: Ölçülen kulakta orta kulak patolojisi 7. Sinir (N.facialis) patolojisi Orta derecede iletim işitme kaybı İleri derecede koklear işitme kaybı 8. Sinir (N. Statoacusticus) patolojisi Beyin sapı akustik refleks yollarında bozukluk Bir kişide normal timpanogram, normal empedans ölçümleri, bilateral akustik refleksin varlığı NORMAL İŞİTMEyi gösterir Orta kulak basıncı normal olmasına rağmen akustik refleksin olmaması İŞİTME KAYBINI düşündürür. Akustik refleksin pratikte en çok yararlanıldığı alan bebeklerdir. Sıfır yaşındaki bir bebekte normal timpanogram ve normal orta kulak basıncı olmasına rağmen akustik refleks yoksa bu çocukta İŞİTME SORUNU vardır. Bu testler bebeklerin erken yaşlarda işitme kaybının tesbiti yönünden çok önemlidir. ÇOCUKLARDA İŞİTME CİHAZI ENDİKASYONLARI NELERDİR: İşitme kaybı tesbit edilen çocuklarda, ilaç veya cerrahi yolla tedavi mümkün olmazsa duyma şansının çocuklara derhal verilmesi gerekir. Normal işitme eşiği 0-20 dB kabul edilmiştir. Çocukta 20 dB üzerinde işitme kaybı varsa çocuğun konuşma, anlama ve öğrenme yeteneği olumsuz yönde etkilenecektir. Bu durumda işitme kaybı 21 dB'i aşan çocuklar için işitme cihazı endikasyonu başlamıştır. Yapılan birçok araştırma uzun süre orta kulak sorunu olan çocuklarda hafif derecede olan işitme kayıplarının, çocukların entelektüel gelişimini etkilediğini göstermiştir. Çocuklarda normal gelişimsel IQ = 104,5 iken, bu tür hafif işitme kaybı olan çocuklarda IQ = 92,4 bulunmuştur. Ayrıca hafif derecede işitme kaybı olan çocuklarda artikulasyon (telaffuz) kusuru gözlenmiştir. Böyle bir durumda bile işitme cihazı kullanmanın gerekliliği tartışılmazdır. ÇOCUKLAR KONUŞMAYI ÖĞRENMEYE NE ZAMAN BAŞLARLAR: Çocuklar konuşmayı öğrenmeye hayatın ilk aylarında başlar. Konuşmanın temel taşlarını oluşturan Babbling ve Lalling adı verilen evreleri geçirebilmeleri için normal bir işitmeye sahip olma koşulu vardır. Bu nedenledir'ki mümkün olan en kısa zamanda çocuğa amplifikasyon (cihazla işitmeyi normale getirme) gereklidir. ÇOCUKLAR HANGİ YAŞTA KONUŞMA GELİŞİMİNİ TAMAMLAR?: Bu yaş; 3,5-4 yaştır. Üçbuçuk - dört yaşına kadar çocuk duymazsa bu yaştan sonra eğitimin başarı şansı düşmektedir. Bu yaşa kadar konuşma ile ilgili sensör, psikomotor, entelektüel gelişimin tamamlanması gerekmektedir. Halk arasında hatta bir çok hekimler arasında işitme cihazının 6-7 yaşından sonra kullanılması gibi yanlış yönlendirmelere sık rastlanmaktadır. Bu son derece hatalı bir uygulama, hatalı bir yönlendirmedir. HER İŞİTME KAYBINA HER TÜRLÜ İŞİTME CİHAZI UYGUNMUDUR?: Hayır, işitme cihazı seçilirken önce hastanın işitme eşiği saptanır. Her işitme cihazının ses kazancı değişiktir. İşitme kaybının derecesine göre hangi işitme cihazının uygun olduğu bazı testlerden sonra saptanır. Bilgisayarla kontrolü yapılır. Uygun olarak seçilmeyen bir işitme cihazı mevcut olan işitmeyi de kısa sürede yok edecektir. Bu nedenle cihaz seçimi ve adaptasyonu ehliyetli ellerde yapılmalıdır. Örnek verirsek; görme kusuru olan bir hastaya uygun gözlük vermezseniz hastanın görmesini daha da bozarsınız. İşitme cihazları da bu prensip içinde seçilmelidir. İŞİTME KAYBI OLAN ÇOCUKLAR ZAMANINDA FARKEDİLİP GEREKLİ ÖNLEM ALINMAZSA NE OLUR?: Örneğin Ortalama 70 dB işitme kaybı olan ve tıbbi ve cerrahi tedavisi mümkün olmayan çocuk, 3,5-4 yaşına amplifiye edilirse (işitme cihazı uygulanırsa) normal bir insan olarak hayatını sürdürür. Aynı çocuk amplifiye edilmezse hayatını sağır-dilsiz olarak sürdürecektir. NORMAL İŞİTMESİ OLAN ÇOCUKLARDA SES UYARANINA KARŞI OLUŞAN REFLEKSLER NELERDİR A-ELEMENTER REFLEKSLER a-(APR) Auropalpepral Refleks: Bebeklerde seslere karşı gözlerin kapanması b-Moro Refleksi: Seslere karşı sıçrama tarzında reaksiyon c-Solunumun durması veya inspiriumun derinleşmesi B-YÖNELME REAKSİYONU: Başı sese doğru çevirme C-UYANMA REAKSİYONU: Uyuyan çocuğun uyanması D-TUTUM DEĞİŞİKLİĞİ REAKSİYONU: Ajite çocuğun sakinleşmesi veya sakin çocuğun ağlaması İŞİTME KAYBI OLUŞMASI YÖNÜNDEN RİSK GRUBU BEBEKLER: Herediter işitme kaybı öyküsü olanlar Kızamıkçık gibi intrauterin enfeksiyon geçirenler KBB anomalileri 1500 gr.dan az ağırlıklı bebekler Nörotoksik seviyede bilüribin artışı Travay sırasında hipoksi oluşumu.
İletişim, iletişim, iletişim. Hayatın her köşesini içine alarak, her faaliyet ve tüm yaşam aktiviteleri bu sihirli kelime etrafında toplanmaktadır. İletişimin daha özü ise insanlarda bulunan dil olmaktadır. Dil öylesine önemli ve etkili bir organ olmaktadır ki; insanların var olmasındaki anlamın en geçerli nedenini oluşturmaktadır. İnsanlar konuşa konuşa anlaşır sözü tam anlamı ile dilin ve dolayısı ile iletişimin önemini açıklamaktadır. Konuşa konuşa anlaşmak ve iletişim kurmak için ise bir engel bulunmaktadır. Dünya üzerinde milyonlarca insan yaşamaktadır. Milyonlarca insan, binlerce millet ve topluluktan daha açığı ülkelerden oluşmaktadır. Bu ülkeler ve milletlerin ayrı konuşma dilleri mevcut olmaktadır. Ülkeler arası seyahat veya farklı sebepler ile gerçekleştirilen ziyaretlerde iletişim sağlamak için birkaç yöntem şekli kullanılmaktadır. Kişiler arası iletişimin sağlanması için çok yaygın olarak kullanılan yöntem seslendirme olmaktadır. İngilizce seslendirme programı büyük bir öneme sahip olmaktadır. Dünya üzerinde bulunan her ülkede belirli bir topluluk İngilizce konuşmaktadır. Kendi dilimiz gibi İngilizce dili de köklü bir geçmişe ve sahip olmaktadır. Dillerin popülaritesi ne derece global olarak kullanıldığı ile doğru orantılıdır. Türkçe Seslendirme bu sıralamada tabiki oldukça aşağıdadır çünkü Sadece Türkiye ve Türkçe konuşan ülkeler tarafından tercih edilmektedir. My Prodüksiyon olarak aradaki bu farkı ortadan kaldırıyoruz. 63 farklı dünya dilinde yabancı dil seslendirme çözümleri My Prodüksiyon’da sizlerle. seslendirme hizmetleri ana kategorimiz içerisinde Türkçe seslendirme adına bir çok çözümü sizlere sunmaktayız. Başlıklar arasından size uygun olanı seçin, ilgilendiğiniz başlık hakkında daha fazla bilgi edinin seslendirme ve seslendirme çözümlerimiz için bize ulaşabilirsiniz. Dünya üzerinde hali hazırda yer alan ulus sayısı şu an için 206 adettir bunların bir çoğu ortak dilleri kullanıyor. Örneğin: İngilizce, İspanyolca, Fransızca gibi… 206 ulus arasından sadece 63 en popüler ülkeye yabancı dil seslendirme hizmeti sunmayı kendimizce şu aşamada uygun gördük. Belki ilerleyen süreç içerisinde yeni diller ekleyebiliriz. Tabi ki bu şu anlama gelmesin seslendirme hizmeti vermediğimiz projelerde de talep olması durumunda sizlere proje bazında çözümler sunmaktayız. Bu nedenle listemizde olmayan yada listelerinde nasıl olsa bu seslendirme programı hizmeti listelenmemiş, dolayısıyla hizmet vermiyorlardır diye bir algı oluşmasın. Amatör bir seslendirme kaydı hazırlamak için öncelikle ihtiyacınız olan bir laptop bilgisayar daha sonra bu bilgisayara kuracağınız ses kayıt yazılımları ile kendi seslendirme programı ve mikrofonunuz aracılığı ile hazırladığınız santral metinleri doğrultusunda anonslarınızı hazırlayabilirsiniz. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte artık ev ortamında dahi olan biri artık kolaylıkla ses kaydı hazırlayabilir hale gelmiştir. Tabii ki, bu ses kaydedici seslendirme programları seçimine gelince iş birazda profesyonellik gerektirmektedir. Kullanımı kolay sade bir arabirime sahip ve ev ortamında dahi kolaylıkla kullanabileceğiniz ses kayıt programlarını sizler için listeledik. 1- WavePad 2- i-Sound Recorder 3- Soundforge 4- Goldwave 5- Mixcraft 8 6- Audacity 7- Zynewave Podium 8- Ardour 9- Easy Hi-Q Recorder 10- Voice Recorder Eğer seslendirme programı ihtiyacınız var ise size ilettiğimiz bu 10 yararlı program ile seslendirme çalışmalarınızı oluşturabilir, seslendirme ve anonslarınızı düzenleyebilir, seslendirme çalışmalarınıza fon müzikleri ekleyebilir. Profesyonel olmasada amatör bir şekilde kendinize ait seslendirme çalışmalarınızı ev ortamında dahi kolayca hazırlayabilirsiniz.
Ses Düzeyi volume
Sesin yavaştan başlayarak artması fade-in
Bağlantı Attachment
İnternetde bağlı kalınan süre Internet session
Çevir Sesi dial tone
Dörtlü stereo, çok hoparlörlü ses, çevresel ses düzeni surround sound
Eşsesli homophone
İşitilirlik (ses) audibility
Işitsel/görsel, sesli/görüntülü audio/video
Ton tone
Metin Seslendirme voice readout
MIDI dosyası (ses bilgileri dosyası) MIDI file
MIDI ses kartı MIDI board
MIDI ses kartı MIDI sound card
Numara Çevir Sesi dial tone
Paketlenmiş Ses packetized voice
Ses sound
Ses sound
Ses voice
Ses audio
Ses voice
Ses ara frekansı audio intermediate frequency
Ses bandında veri iletimi voice-band data transmission
Ses bandındaki işaret voice-band signal
Ses basıncı sound pressure
Ses bireşimcisi voice synthesizer
Ses dosyası sound file
Ses düzeyi ölçeri sound level meter
Ses efektleri sound effects
Ses enerji akısı sound energy flux
Ses güç düzeyi sound power level
Ses kanalı voice-grade channel
Ses kartı sound card
Ses kartı voice card
Ses karıştırıcısı, ses kumanda masası audio mixer
Ses kırpığı sound clip
Ses mühendisi, kayıt mühendisi recording engineer
Ses niteliğinde kanal voice-grade channel
Ses paketi voice packet
Ses sondası sound probe
Ses sondası sound recorder
Ses spektrumu audio spectrum
Ses sunucu voice server
Ses tanıma voice recognition
Ses taşıyıcısı sound carrier
Ses trafiği voice traffic
Ses yeğinliği Sound intensity
Ses şeridi audio tape
Sesaltı subsonic
sesle kumanda edilen voice activated
sesle veri girişi voice data entry
Seslendirmek dub
Sesli audible
Sesli güdü, sesli mesaj voice prompt
Sesli örün tarama voice navigation
Sesli, işitilir, duyulabilir audible
Sessel, akustik acoustic
Sessel, işitsel audio
Sessiz quiet
Sessiz quiet
Sessiz aralık silent period
Sessiz ticaret silent e-commerce
Sesüstü supersonic
Sesüstü ultrasound
Sesüstü algılayıcı ultrasonic sensor
Sesüstü devinim sezici ultrasonic motion detector
Sesüstü frekansı ultrasonic frequency
Sesüstü görüntüleme, ultrason görüntüleme ultrasound imaging
Sesüstü, sesötesi ultrasonic
Sıkıştırılmış ses compressed audio
Sönüşüm, sönme, kararma, zayıflama (ses, görüntü) fade-out
Tiz (ses) treble
Tını (ses) timbre
Uyarı sesi Warning beep
Yankılaşan ses reverberant sound
Yanses crosstalk
Şifreli ses donatımı, secure voice equipment
Dilimiz ünlüleri hariç tutarsak diğer tüm seslerin çıkarılmasında mutlaka kullandığımız çök önemli bir ses organımızdır. “a,e,ı,i,o,ö,u,ü” den oluşan ünlülerin dilimiz sabit dururken seslendirilmeleri mümkündür. Sadece farklı ünlülerde çene ve ağız içinin aldığı pozisyonun değişimine paralel olarak değişik pozisyonlar alabilir. Ancak dil özellikle bazı seslerin çıkarılmasında en önemli fonksiyonları icra eder. Dil ağız içinde çok rahat hareket edebilmelidir. Dilin ön alt dişlerin köküne, ön alt dişlerin üst bölümüne, ön üst dişlerin köküne, kıvrılarak üst dudağa dokunabilmesi gerekir. Dilin ucu rahatlıkla kasılabilmeli ve kıvrılabilmelidir. Dilin ağız içinde sağ ön ve arka yönde, sağ ve sol yönde veya ucundan kıvrılarak geriye doğru hareketi rahat olabilmelidir. Eğer dilimizin kaslarının dilimize rahat bir şekilde hakim olmasını sağlayamazsak özellikle dilimizi kullanarak çıkardığımız seslerin bozuk çıktığını görürüz. Değişik milletlerin dillerindeki fonetik özellikler farklı dil yeteneklerini gerektirebilir. Örneğin Japonca “tsu” sesi, İngilizce “the” sesi, Arapça’daki “peltek z” Türkçe fonetiğinde bulunmaz. Bu sesleri çıkarabilmek için de o milletlerin fonetikleri çerçevesinde dilimizi geliştirmemiz gerekir. Eğer dilimizin kullanımının genel anlamda geliştirilmesini sağlamayı başarırsak, bu yeteneğimiz yabancı dil öğrenirken “telaffuz- pronounciation” sorununu çok kolay aşmamızı sağlayacaktır. Türkçe’de dil tembelliğinin en fazla olumsuz etkilediği sesler şunlardır: “c, ç, d, j, l, n, r, s, ş, t, z” Eğer bu seslerden herhangi birini çıkarmakta güçlük çekiyorsanız veya seste boğukluk, oluşuyorsa dil egzersizleri üzerinde yoğunlaşmanız gerekecektir. ALIŞTIRMA - DİLİ GELİŞTİRME ÇALIŞMASI Aşağıdaki alıştırmaları dilinizi yöneten ağız içi kaslarınızı iyice yoracak kadar uzun süre ve abartılı olarak tekrar ediniz. -Dilinizi ağzınızda sakız çiğner gibi hızla çiğneyiniz. -Dilinizi ağzınızın içinde, çenelerinizin dışından, dudaklarınızın altından dairesel hareketlerle hızla dolaştırınız. -Dil ucunu ön alt dişlere dayandırarak ağız içinde köklerden ileri geri hareket ettiriniz. -Dilinizi iyice dışarı çıkarınız. İterek uzun süre dayanınız. -Dilinizi yuvarlatıp daralttığınız dudaklarınız ve çeneleriniz arasından içeri-dışarı hareket ettiriniz. -Dilinizin ucunu ön alt dişlerinize dayandırınız ve dilinizi kökünden içeri dışarı hızla hareket ettiriniz.
Sinema, televizyonun henüz evlerimize girmediği dönemde insanları sanatla buluşturan bir iletişim aracıydı. İnsanların yazlık ve kışlık, kapalı ve açık diye ayırdıkları ve her daim kullandıkları sinemalar görsel olarak reklam yapılabilen reklam mecralarından biriydi. Fakat televizyonların hızla evlerimize girmesi ve gelişen teknolojiyle birlikte sinema salonları reklam verenlerin gözünden düştü. Sinema reklam, görsel olarak televizyona benzese de sinema filmi izlemek için gelenler kanal değiştiremeyeceklerdir. Sinemaya reklam vermek oldukça etkili olur ve iyi sonuçlar verir çünkü bilet alıp içeri girenler mecburen filmin başında veya arasında gösterilen reklamları izlemek zorunda kalacaktır. My Prodüksiyon reklam seslendirme ajansı sinemaya reklam vermek isteyen müşteriler için anahtar teslim çözümler sonuçlar sunmaktadır. Sinema ortamına uygun olarak hazırlanan ve gerekli sıklıkta gösterim süresi bulabilen reklamlar etkin ve hatırda kalıcı olabilir. Reklam süresi fazla uzun tutulursa film izlemek için gelmiş insanlar üzerinde bırakılması istenen etki olumsuz bir etkiye dönüşebilir. İyi hazırlanmış bir sinema reklamı, tanıtımı yapılacak olan ürünün tüm özelliklerini en çarpıcı şekilde ve kısa bir sürede göz önüne serer. Sinema reklamları ve televizyon reklamları prodüksiyonları aynıdır. Bunları birbirinden ayıran daha çok montaj masalarıdır. Sinema için reklam filmlerinin hazırlanması, hazırlanan bu reklam filminin, filmin gösterileceği sinemalara dağıtılması süreçlerini düşünürsek bu oldukça uzun bir zamanı alır. Sinemada yayınlanacak reklam filmleri gündemi mutlaka takip etmelidir. Sinema, televizyon ve radyo gibi geniş halk kitlelerine ulaşamaz, ulaşabildiği kesim ancak onu seyretmeye gelen insanlardır.
Çeşitli seslendirme kusurları nedeniyle söylenenler yeterince anlaşılamaz ve tekrar edilmek zorunda kalınır. Konuşmacı harfleri doğru telaffuz edemeyebilir veya konuşurken bazı heceleri yutabilir. Harflerin hatalı telaffuz edilmesi karşılıklı konuşmalarda pek dikkat çekmese de topluluk karşısında veya mikrofondan yapılan konuşmalarda derhal dikkat çekerler. Bu tür hatalar konuşmacının anlaşılmamasına ya da yanlış anlaşılmasına yol açarlar. Dinleyici ya bütün enerjisini anlamak için kullanacak ya da bıkkınlık göstererek dinlemekten vazgeçecektir. Ayrıca bu tür konuşmacılar dinleyiciler nezdinde güvenlerini yitirecekler, imajlarının kötü olmasına yol açacaklardır. En bilinen seslendirme kusurları aşağıda tek tek açıklanmıştır. GEVŞEKLİK Ses organlarının genel tembelliğidir ve en çok karşılaşılan durumdur. Bu genel gevşeklik genel bir konuşma sönüklüğüne yol açar. Gevşekliği gidermek için dişleriniz arasına bir kalem sıkıştırın ve aşağıdaki cümleleri hızla okuyun. Bir berber bir berbere bre berber beri gel diye bar bar bağırmış. Biz de bize biz derler, sizde bize ne derler? Pireli peyniri perhizli pireler teperlerse pireli peynirler de pır pır pervaz ederler. Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın, kapı gıcırdatıcılardan mısın? Ne ocak kıvılcımlandıncılardanım, ne kapı gıcırdatıcılardanım. Çatalcada topal çoban çatal yapıp çatal satar, nesi için Çatalcada topal çoban çatal yapıp çatal satar? Kârı için Çatalcada topal çoban çatal yapıp çatal satar. Şu karşıdaki kara kuru kavak, karardın mı, ey kara kuru kavak sarardın mı ey kara kuru kavak! Sen seni bil, sen seni, bil sen seni, bil sen seni, sen seni bilmezsen patlatırlar enseni. PELTEKLİK Bir harfin çıkarılamayarak bir diğeri ile değirilmesidir. Bu durum dilin yeterince eğitilmemesinden, lehçelerin yapısından veya bazı dillerin fazla etkisinde kalmaktan kaynaklanabilir. Türkçe üzerinde tespit edilen pelteklik türleri aşağıda belirtilmiştir. Zeleştirme: (J) yeri(Z). Örnek: Jale-Zale, Jilet-Zilet, Seleştirme: Ş yerine S. Örnek: Paşâm-Pasam, şapka-Sapka Jeleştirme: C yerine J. Örnek: Ancak-Anjak), Kucak -Kujak Şeleştirme: S yerine Ş. Örnek: Sana söylüyorum-yerine sana şöylüyorum Leleştirme: (R) yerine (L). Örnek: Birader-Bilader, Berber-Belber, Merhem-Melhem, Terlik-Tellik İnce â yerine kalın a: Kemâl-Kemal, Lâstik-Lastik Yukarıdaki örneklerde ilk sırada belirtilen sesler çıkarılamadığından ikinci sesler onların yerine ikame edilmektedir. Bu seslerin çıkarılamaması durumunda bunların üzerinde uygun alıştırmaların sık sık yapılması gerekmektedir. Aşağıdaki kelimeleri eğiticinin özel uyarılüarını dikkate alarak tekrar ediniz. Eğer bu seslerin herhangi biriyle ilgili sorununuz yoksa geçebilirsiniz. J- Jilet, jandarma, jale, jumbo, Ş- Paşa, şaka, şakir, şeker R- Rüya, hücreler, hürrem, harran, sarraf A- Lale, lastik, lahana, kamil (altı çizilenler ince) S- Sorgun, hassasiyet, fason TUTUKLUK Bir hece üzerinde takılıp kalma, heceyi veya kelimeyi tekrarlama durumudur. Bu sorun en çok düşünce akışındaki duraklamadan kaynaklanır. Normal şartlar altında aşırı stres de tutukluğa yol açabilir. Tutukluğu gidermek için herhangi bir emtni önce yavaşça ve sonra hızlanarak okuyun. Eğitici sizi bireysel olarak takip edecektir. Tutukluk Örneği: Bu, bu bizim--- şerefimiz--- olacak ---diye -- uzun uzun----- bize bize anlattı. KEKELEME Tutukluğun ileri aşaması, söz söylerken birden bire duraklama, çoğunlukla buna katılan yüz buruşturması ve gerilme hareketiyle hecelerin tekrarlanması. Kekemeler soluk aldıkları veya pek geç soluk verdikleri sırada konuşurlar. Kekeleme genellikle çocukluk döneminde oluşan bir konuşma bozukluğudur. Erken yaşta konuşmaya başlayan çocukların konuşma başarılarına çevrenin gösterdiği aşırı ilgi çocuğun duygularını zararlı yönde etkiler. Çok iyi konuşarak dikkat çekmek isteyen çocuğun kendi üzerinde ürettiği baskı bir süre sonra kekeleme rahatsızlığını oluşturur. Kekeleme çocuklukta yaşanan aşırı baskı, şiddet veya aşırı utançlığın etkisiyle de gelişebilir. Maddi bir hastalık olmamakla birlikte kekeleme beyin konuşma merkezinde mesaj akışında oluşan karışıklığın bir sonucudur ve çoğunlukla psikolojik bir sorundur. Kekemeliğin yok edilmesi için çeşitli çalışmalar yapılmalıdır. 1.Okumayı yeni öğrenir gibi düşük hızda fakat yüksek sesle bol bol okumak 2.Belli cümleleri ezberleyerek tekrar tekrar seslendirmek. 3.Bu metinde yer alan tekerlemelerin ısrarla okunması Kekeleme örneği: Bi bi bi biraz so so sonra bura dada ooo olacak ASALAK SESLER Bazı sesler veya kelimeler asalak olarak kelimelerin arasına takılır ve konuşmayı tahammül edilmez hale getirir. Asalak sesler veya kelimeler konuşmacının fikir netliği ve kendine güveni hakkında şüphe uyandırır. Konuşmanın kalitesini baltalar ve dinleyiciyi sıkar. Bu kapsamda “ııı, eee, aaa, şey, yani, mesela, evet...” gibi ses veya kelimeler konuşma arasında sık sık veya gerekmediği halde kullanıldığında dinleyici rahatsız olur. Örnekler: Asalak ses veya kelimelerle: Bana şey dedi. Bugün yıldönümü olduğu için eee şey yapacaktık. Tören salonunu düzenleyecektik. Evet sevgili dinleyenler. Bugün yine sizlerle birlikteyiz. Evet bugünkü konumuz çalışmanın fazileti hakkında. Yani şunu diyorum. Mesela siz zor durumda kaldınız. Yani mesela başınızdan bir felaket geçti. Düzgün: Merhaba sevgili dinleyenler. Günün ilk ışıklarıyla birlikte sizi selamlıyorum. Mutlu bir gün yaşamanızı diliyorum. Yine sizlerle birlikte olmak ve sizlerle konuşmak ne güzel. Çalışmalar: Aşağıdaki soruları ikili guruplar halinde asalak ses veya kelimeleri kullanmadan cevaplandırınız. Arkadaşınız sizi kontrol edecek ve hata yaptığınızda uyaracaktır. Daha sonra bu çalışma tek tek kürsüde yapılacaktır. a)Düzgün konuşma yeteneğinin size ne kazandırmasını ümit ediyorsunuz? b)Bir gününüz nasıl geçer? c)En çok sevdiğiniz yiyecekleri anlatın.
Stratejik planlama bir işletmenin bütün birimlerinin katılımıyla ve desteğiyle gerçekleşen bir çalışmalar bütünüdür. Stratejik planlar işletmelerin bulundukları ve olmak istedikleri noktalar arasında gelişme olanaklarını, yapılacak çalışmaları ve bu çalışmaların gerçekleşme sürecinde denetlenmesini içerir. Reklam açısından bakıldığında da, stratejik planlama yapılan çalışmaların doğru hedefe ulaşabilmesi için gerekli araştırmalarının yapılmasıdır. Stratejik planlama yapılmasının nedeni reklam ile elde edilmek istenen sonucu araştırmalarla destekleyerek ortaya koymak ve bu bilgiler ışığında reklamın maksimum etkiyi, minimum sürede gerçekleştirmesini sağlamaktır. Stratejik planlama kavramının temelinde firmaların karar verirken, bu kararları verilere dayandırmak istemesi yatar. Stratejik planlama reklam ajansları için de önemli bir kavramdır. Yaratıcı süreç, reklamı yapılacak mal – hizmete dair yapılan araştırmalar neticesinde ulaşılan veriler doğrultusunda ilerler. Stratejik planlamada amaç hedef kitleye doğru yer ve zamanda, doğru mesajla ulaşmak ve zihinde yer edecek reklamlar üretmektir. Hedef, mesaj yönü ve mecra ne kadar doğru belirlenirse reklamın konusu olan ürünün de marka imajı o kadar pekişir ve süreklilik arz edebilir. Stratejik reklam planlamasında veri toplarken pek çok yöntem kullanılır. Tüketici eğilim ve tercihleri, piyasada rekabet edilen diğer ürünler, sektör nitelikleri gibi pek çok konuda araştırmalar yapılır. Yapılan araştırmalar neticesinde reklamın hangi noktalardan yola çıkarak, nelere vurgu yapacağı, hangi yönü izleyeceği ortaya çıkar. Reklamların başarılı olmasının temelinde stratejik planlama yatar. Ne kadar yaratıcı bir kampanya olursa olsun, doğru stratejilerle kurulmamış bir reklam kampanyası hedeflenen etkiye ulaşmakta yeteli olmaz. Hedef kitlesine ulaşamamış, belirlenen mesajı doğru olarak aktaramamış reklamlar başarısız reklamlardır. Stratejik plan, ulaşılmak istenen sonuca giden bir rehber niteliğindedir. Amaçlar doğrultusunda toplanan veriler bilgiye dönüştürülerek reklamın etkin sonuçlara ulaşmasına yardımcı olur. Sadece reklamların yaratıcı süreçleri öncesinde ve yaratıcı çalışmaların yürütüldüğü sürede değil, reklamların yayınlanmaya başladığı andan itibaren de veriler toplanmaya devam eder. Böylece reklamın belirlenen hedeflerin alınan sonuçlarla ne kadar uyumlu olup olmadığı da değerlendirilir. Stratejik reklam planlaması reklamların etkilerinin de ölçülmesine olanak sağlar. Stratejik planlar farklı çalışmalarda kullanılabilecek yapıda değildir. Her mal – hizmet için farklı çalışmalar ve araştırmalar yapılır. Doğru planlama için, reklamverenlerin de reklamdan elde etmek istedikleri sonuçları, hedeflerini, beklentilerini, istek ve ihtiyaçlarını doğru olarak ifade edebilmeleri gerekir. Reklamverenlerin vereceği bilgiler ne kadar yol gösterici olursa, reklam planlaması da o kadar düzgün bir şekilde yapılabilir. Stratejik planlama sadece araştırma yapabilme becerisini değil, gözlem ve sabrı, çıkan sonuçları doğru şekilde yaratıcı ekiplere ifade edebilme yeteneğini de gerektirir. Ne kadar doğru belirlenmiş sonuçlar olursa olsun, özellikle yaratıcı ekibe doğru şekilde aktarılamayan bir reklam stratejisi başarılı bir planın ortaya konulmasının önündeki en büyük engellerden biridir.
Teaser bilgi veren yazılı, sesli veya görsel medya unsurlarıdır.